Zirkonyum Kaplamalar Metal Porselen Kaplama yerine yapılan doğal renge yakın diş kaplamalarıdır. Zirkonyum kaplama içerisinde hiçbir metal, gri renk bulunmadğı için estetik açıdan Metal Destekli Porselen kaplamalar yerine tercih edebilecek en iyi yöntemdir. Ayrıca yıllar sonra metal porselenler dişetinde renkleşmeye yol açıyor ama Zirkonyum kaplamalar için böyle bir durum söz konusu değil. Zirkonyum kaplamalar hem ön bölge, hem de arka bölgede kullanılabilir. Daha beyaz dişler mi? Zirkonyum Kaplamalar sizler için en iyisi.
Klasik porselen köprü ve protezlerin altyapısı olan gri metal yerine uygulanan beyaz renkte bir alaşımdır.
Daha çok, estetik amaçlı olmak üzere; beyazlatma yöntemleri ile sonuç vermeyen ileri düzeydeki renk değişimlerinin tedavisinde, ortodontik tedavi yönteminin seçilmediği diastema gibi ayrık olan ya da az çapraşık ve dönük dişlerde, yapısı bozulmuş eski dolgularda, aşırı madde kaybı olan dişlerin restorasyonlarının yapılmasında, arka grup dişler üzerinde köprü ya da kaplama olarak kullanılmasında, ön grup implant üstü protezlerde ve gülüş estetiğini sağlamak için için tercih edilmektedir.
Sahip olduğu ışık geçirgenliği özelliği ile tıpkı normal dişlerde olduğu gibi doğal bir görüntü yakalanır. Sağlıklı dişlerin minesi ışığı tamamen geçirir.
Klasik porselen kaplamanın alt yapısı olan metal, dişlerde opak bir görüntü yaratır. Bu da dişlerin cansız ve yapay görünmesine sebebiyet verir. Zirkonyum kaplama ile bunun önüne geçilir.
Zirkonyum, diş dokusuyla uyumlu bir malzemedir. Metal destekli olan protezlerde görülen, dişin boyun bölgesindeki ve diş etinde morarmaya benzer renklenme asla görülmez ve diş eti çekilmesine de neden olmaz. Yanlış fırçalama gibi nedenlerden dolayı diş eti çekilecek olursa estetik açıdan kötü bir görüntü oluşturmaz.
Zirkonyum kaplamanın yapısında metal bulunmadığı için alerjiye de neden olmaz.
İçeriği metal olmadığı için bir tat değişikliği yapması ya da kokuya sebebiyet vermesi mümkün değildir.
Zirkonyum kaplama, daimi dişlerin sürmesini takiben, her yaşta yapılabilir. Ancak 18-20 yaşına kadar gelişim döneminde olunması ve çenenin büyümesi neticesinde aralanmalar gözlemleneceği için önerilmez.